Pazartesi, Mayıs 15, 2006

Şu Nükleer Tartışması ...

Öncelikle, “sağ olasın İran” diyerek mi başlamak gerekiyor söze bilemiyorum. Eğer İran kaşımasaydı bizimkiler cesaret gösterip de yeniden nükleer konusuna girebilirler miydi biraz meçhul. Baksanıza, zaman yitirmeden ardı ardına adımlar atılıyor, bir şeyler ya da birileri uyanmadan bu iş bitirilmeye çalışılıyor. Tamda bu noktada bazı tespitleri yapmak gerektiğine inanıyorum:

  • Nükleer karşıtı protestolar kesinlikle olmalıdır. Çünkü karşınızda tepki veren bir topluluk olduğu sürece hata yapmaktan çekinirsiniz ve önlemleri en iyi şekilde almaya çalışırsınız. İkna edilmeniz zorlaştıkça şartlar iyileşir.
  • Kötü yanı ise bölgede genel anlamda bir nükleer teknoloji yarışına girilmesidir. Örneğin bizim ardımızdan pekala Yunanistan, Güney Kıbrıs hatta Suriye barışçıl amaçlar barındırmayan yolları izleyebilirler. Kolay değil Türkiye(!) nükleer enerjiye kavuşuyor. Nükleer enerjinin nükleer silahları beraberinde getirmeyeceğini kimse reddedemez.
  • Tüm bunlara rağmen Türkiyenin enerjiye şiddetle ihtiyaç duyduğuda tartışılmaz bir gerçektir. Bunu reddetmek gerçeklere gözlerini kapayıp hayal dünyasında yaşamak demek. Diğer tüm yollar; eğer seçim içinde politik bazı unsurlarıda barındırıyorsa anlamsızdır. Zaten pek çok ülke öncelikle nükleer teknolojiyi ardından diğer seçenekleri denemektedirler. Bunun nedenlerini kavramak bu kadar zor olmasa gerek.
  • Asıl düşünülmesi gereken durum Türkiye'de alışılmış bir olgu olan son dakika golleridir. Yaygın popülist siyasi anlayışın ihale süreçlerinde bazı affedilmez hatalara düşmemesi en önemli noktayı teşkil etmektedir. Türkiye'nin ekonomik zaafları ve terörizim tehtidi her adımdan önce en az iki kez düşünmeyi zorunlu kılar.

Unutmayalımki Fransa enerji ihtiyacının %70'ini nükleerden sağlamaktadır. Dış politikasındaki serbestliğini bir düşünün. Ayrıca diğer pek çok ülke de bu teknolojiyi yaygın olarak yıllardır kullanmaktadır. Gerek medyada gerekse toplum içinde tartışmalar elbette devam etmelidir ama insan kendi ülkesinin konumunu da ölçüp biçmeli, düşüncelerine biraz esneklik katmalıdır. Yapmak zor eleştirmek kolay.

Hiç yorum yok: