Perşembe, Ağustos 17, 2006

Ortadoğu ve Son Gelişmeler...

Bakalım sonuç ne olacak... Yeniden alevlenen Ortadoğu ve değişim projesi ütopyası ile birlikte sonuçlarının nedenlerden bağımsız olmaya başladığı anlamsız ve tutarsız A.B.D.-İsrail dünyasında insanlar ne zaman ayağa kalkacak ve düşler gerçek olacak merak ediyorum. Hani; teknoloji, bilim, kültür insanlık içindi. Bunca çaba; bir avuç petrol ve dolar için mi yani? Belki sizde kendi kendinize soruyorsunuzdur ve farkındasınızdır belkide ama ben yine de yazayım dedim...
- A.B.D. ‘nin, kendisine neden hedef olarak seçildiğini doğru dürüst sormadan, taraflı ve önyargılı cevaplarla kendini avutmasına anlam verebilmek kolay değil. Belki de bu durum itiraf edemeyeceği kadar büyük hatalar işlemiş olmasından kaynaklanıyor olabilir mi?
- II. Dünya Savaşı’nın kahraman askeri A.B.D. acaba neden şimdi böylesine tepki çektiğini demi anlayamıyor? Bu sefer nerede yanlış yaptı ki acaba? Uluslararası hukuku mu hiçe saydı, insan haklarını mı çiğnedi ya da bencilce çıkarlarını mı fazlasıyla gözetti?
- Bush’un önce bir haçlı seferini dile getirmesi, devlet okullarında bilimden uzak dini görüşlere yer verilmesine çalışması, bir dini ve mensuplarını hedef gösterircesine İslami teröristler ve İslamofaşizm tanımlamaları yapması, üyesi olduğu aşırı sağcı Hıristiyan cemaati konusu ve son yapılan Papalık seçimlerine etkileri, kök hücre çalışmalarına getirdiği yasaklamalar, tarafsız davranmaktan sürekli uzak politik ve sosyal duruşu, petrol ve silah endüstrisi ile olan kan bağı ve daha aklıma gelmeyen pek çok olumsuzlukları acaba dünya çapındaki protestoların ve yükselen A.B.D. düşmanlığının nedeni olabilir mi? Bunlar göz ardı edilebilecek unsurlar mıdır?
- Ayrıca bildiği tek çözüm yolu savaşmak ve köle haline getirmek olan bir iktidarın yarın bir gün terörist imha ediyorum diye kafanıza atom bombası atmayacağını kim garanti edebilir. Çünkü Avrupa’da ortaya çıkan eğilim; görmezden gelmeye ve tepkisiz kalmaya doğru gidiyor. Avrupa gençliği için ise Müslüman kimliğini çağrıştıran isimler, hemen her çeşit aşağılamalar ve etiketlemelerle anılır oldu.
- A.B.D.’nin, esir kampı ve çeşitli ülkelerde ortaya çıkan sorgu hücreleri ise olayın ciddiyetini açıkça gösteriyor. Bu tür yakışıksız yöntemler yerine pekâlâ kendi durumunu temize çıkartan, üzerindeki nefreti temizlemeye çalışan yöntemleri izleyebilirdi ama bu elbette kolay değil çünkü açığa çıkması muhtemel bataklık ve pislikleriniz varsa tercihiniz buraları ehlileştirmek yerine yakmak oluyor fakat sonuçta bataklıkların sayısının arttığı ortada.
- Sorunun demokrasi ve demokratikleşme olmadığı gün gibi ortada. Sorun kendinizi dünyaya nasıl tanıttığınız ve dünyadaki diğer insanlara karşı gösterdiğiniz tutum. Bunlar değişmediği sürece kullandığınız her silah geri tepecek ve sizi gittikçe daha vahşi, daha zalim, daha canavar yapacaktır. Elbette yapılması gereken şeyler var ama gözetilmesi gereken insani gerçeklerle birlikte. Bu dünyada yalnız değiliz ve hangi etnik kökene sahip olursak olalım bir bütünüz. Doğru yol; insani değerlerin yükseltildiği, tarafsız ve önyargısız yoldur.

Barış ve umut dolu bir gelecekte mutlu çocukların yetişmesi dileğiyle...

Hiç yorum yok: