Pazartesi, Eylül 03, 2007

2007 Seçimleri'nin Ardından Düşünceler ve Sohbetler

Sevgili dostlar, seçim sonrasında elbette sizler de kendi görüşleriniz doğrultusundaki medya gruplarından sonuçlar hakkında çeşitli analizleri okudunuz ve kendi içinizde bir değerlendirme yaptınız (ya da yapmadınız). Ben de kendi değerlendirmemi burada sunmak istedim. Düşünmek ve harekete geçmek her zaman için sonuç getirir. Bu yazımdaki tek vurgum sizlerin de harekete geçme alışkanlığını kazanmanız için naçizane bir örnek teşkil etmek kaygısından başka bir amaç taşımamaktadır.

Toplum içerisinde çeşitli oranlarda zekâ seviyesi kümeleşmeleri olur. Bu istisnasız her toplum için geçerlidir. Yani bir ülkede asla %100–50 süper zeki insanlar bulunamaz ya da zeki insanlar. Bu kesim genelde azınlığı oluşturur. Peki ya geri kalan mı? Çok büyük bir bölümü normal zekâya sahip insanlar ve en az onun yarısı kadar da düşük zekâ seviyesindekilerdir. Bunu şu şekilde de söyleyebiliriz; bir toplumun %75-80’i vahşi içgüdüleri ile hareket eder. Bu bir aşağılama değil, yaşamın ta kendisidir. İnsanlar da doğaları ve karakteristikleri gereği doğadaki diğer örnekler gibi içgüdü ile hareket ederler. Beslenme, barınma ve üreme. Eğer bu olguların farkında olarak insan davranışlarını gözlemler ve değerlendirirsek hiç de şaşırmayacağımız yadsınmaz bir gerçek. Aziz Nesin bize bu gerçeği aktarmak istediğinde onu yuhaladık. Hâlbuki tespit doğru ve küreseldi. Hayati tehlike olmadığı sürece de (açıkça) bu oran asla kendi kalıplarının dışına taşamaz. Peki, sizler ne yapabilirsiniz? Eğer başarabilirseniz; onları (toplumu) uğrunda savaşabilecekleri bir amaç için birleştiriniz. Bunu siz yapmazsanız elbette yapacak birileri çıkar. Toplum için bir amaca, bir hedefe ait olma, onun (amacın) bir parçası olma fırsatını (ya da duygusunu) veriniz. Yoksa birileri bunu sizin yerinize yapar. Bunu da bir iyi bir de kötü yöntemle yapılanı vardır ki, siz elbette iyi olanı seçiniz. İyi olanı zihinleri düşünmeye ve sorgulamaya teşvikle yapılanıdır. Kötü olanı ise zihni bulandırarak, uyuşturarak, sorgulamasını engelleyerek, mecbur ederek yapılanıdır.

Bir soru: Toplumu nasıl bir arada tutar, sağlıklı gelişmesini, ilerlemesini sağlarsınız?

— Yaşanılan ülkede; her bireye eşit mesafede, temel bilimleri kendine kılavuz edinmiş, özgür ve politikacılardan etkilenmeyen bir hukuk sistemini kurup işlemesini sağlayarak. (İnsan bunu nasıl inkâr edebilir ya da görmezden gelebilir). Hukuku, ritüeller üzerine kuramazsınız yoksa bizim halen cadı avına çıkmamız, kazanlar kaynatmamız, parmaklar kesmemiz gerekirdi. Hukuk herkese lazımdır; adaletin sağlanması için lazımdır, eşitlik için lazımdır, vahşi yaşamdan ayrılmamız için lazımdır. Ağızlara sakız olmuş bir hukuk; çöküşün, yok oluşun, yozlaşma dediğimiz şeyin apaçık kendisidir.

Son haftalarda seçim sonuçları ile ilgili bazı spekülasyonlar ortaya atıldı. Peki, ama sormak lazım;

—Madem öyle neden seçim sonuçlarının ultra süper bir hızda açıklanmasını sağlayan Amerika kaynaklı yazılımın kullanılmasına ses çıkarmadınız? (Söylentiye göre Yunanistan Meclisi aynı yazılımı, bir haftada açıklanabilen Amerika seçimlerinde JR. Bush lehine hile yaptığı gerekçesiyle kullanmama kararı almış!!!)

—Madem öyle neden parti teşkilatlarınızın seçim için görevlendirdiği kişiler sonuna kadar sandıklarda beklemediler ve hakları olan denetimleri yapamadılar. Bir engelleyen mi oldu?

—Madem öyle neden anketlerinizi yaptırdığınız kuruluşlara seçimlerden hemen sonra hesap sormadınız. Başkalarının bildiği (!) sonuçlardan siz nasıl oluyor da habersizdiniz? Öyle ya; sizler “eğer tek başımıza iktidar olamazsak istifa ederim” diyemediniz. Kendinizi mi yoksa seçmenlerinizi mi kandırıyordunuz?

Birkaç televizyon muhabirinin yaptığı çekimlerde, parti il merkezleri dolaşılırken, belki de aynı anda Uganda milletvekili seçimleri nedeniyle yurt dışında olduklarından bir kısım partiler ayakta uyuyorken, kapılar açılmıyorken, diğerinde (!) güler yüzle kapıda karşılanıyor ve harıl harıl çalıştıklarına, hizmet (!) aşkıyla yanıp tutuştuklarına şahit oluyordunuz.

Kesin olan şu ki bu seçimler birilerine acı bir ders oldu ve yine kesin olan bir şey var ki ya siz değişeceksiniz ya da birileri sizi değiştirecek.

Hiç yorum yok: